5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

 

Çok Değerli Meslektaşlarım;

Yaşadığımız şu zor koşullarda altında konuşmanın sorumluluğu içinde, ülkemizin içinde bulunduğu ve hepimizi üzen, maddi ve manevi terörle her gün hüzünler yaşadığımız bir dönemde, 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyormuş gibi yapmanın psikolojisi ile yine karşınızdayız. Her gün aldığımız şehit haberleri nedeniyle, bölgemizde ve tüm ülkemizde acı dolu günler yaşıyoruz. Mesleki olarak en mutlu olmamız gereken bu günde, klişe cümleleri yine tekrar etmenin çokta mana ifade etmediğinin bilinci ile yargının kurucu unsuru, bağımsız savunmanın temsilcisi olarak buruk bir mutluluk yaşadığımızı belirtmeyi Adıyaman Barosu olarak kendimize vazife sayıyoruz...

Bütün bu insanlığımızı, vatanımızı, birliğimizi ve kardeşliğimizi ilgilendiren derin ve önemli meselelerin yanında kadim mesleki sıkıntılarımızın da devam ettiği de bir gerçektir. Savunma görevini yerine getiren avukatlar hukukun üstünlüğünün ve hukuk devletinin savunucularıdır. Bu  görevi ifa eden savunma hakkının temsilcilerinin diğer yargı makamları karşısında gerçek konumuna kavuşturulması ve bunun topluma yansıtılması mesleki olarak bizlere itibar kazandırmaktan da öte, yargı gücünü ve güvenirliliğini artıracaktır.

Yine mesleğimizin kalitesini artırmak için meslektaşlarımızın da kalitesini artırmak bir amaç olmalı, bu kapsamda fakülte  kontenjan sınırlaması, avukatlık sınavı ve hukuk fakülteleri kalite ve yeterlilik düzenlemeleri acilen hayata geçirilmelidir. Barolar olarak mevzuatla çözülmesi gereken sorunlar için gücümüzün olmadığı, siyasi iradeye ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Bu başlıklarda acil ve ivedi düzenlemeler yapılmadığı takdirde, mesleki faaliyetlerimiz belli bir süre sonunda maalesef yapılamaz hale gelecektir. Biz biliyoruz ki sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemleri dahil yargı eliyle yapılan hukukdışı müdahalelerin hepsi boşa çıkmış fakat birçok insanımız mağdur edilmiştir. Beklentimiz ve dileğimiz bu mağduriyetler yaşanmadan adil yargılamaların yapılması ve yargının siyasete alet edilmemesidir.

Çağımızda, Hukuk devletinin özü; “insanın insan olmasından ileri gelen, devredilemez dokunulamaz temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunun kabulünde” ve “adalet esasına göre devlet otoritesinin hukukla sınırlandırılmasında” temelini bulur. Başka bir deyişle,”hukuk devletini kuran, temel haklar”dır. Hukuk devleti, bu kuruluş ve otoritenin sınırlandırılmasını, savunmaya güçlü ve bağımsız konum tanıyarak gerçekleştirebilir. Bağımsız savunmayı temsil eden Avukat, halkın hak arama özgürlüğünün sesi ve teminatıdır.

Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak, yasama ve yürütme erkini eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğu bakımından denetleyip dengeleyecek olan güç, yargıdır. O nedenle yargının bağımsız ve tarafsız olması gerekir. Bağımsızlık yargı için bir ayrıcalık değil, yargının tarafsız kılınmasının asgari şartı ve hukuk devletinin gereğidir.

İnsanların yaşam kadar önemsediği, hak ve adaletin gerçekleştirilmesini sağlayan yargı, İddia-Savunma ve Karar’dan oluşan üç temel unsur üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, bağımsız savunmanın temsilcisi olan avukat, yargının kurucu unsurlarındandır. Savunmanın temsilcisi avukatın olmadığı, savunma ve avukata gereken önemin verilmediği yerde; hak ve adalet yoktur, adil yargılanma yoktur, hukuk devletinden de söz edilemez.

Hukuk devletine işlerlik kazandıran yargı bağımsızlığının olmazsa olmazı ve en önemli özelliği “savunma” ve savunmanın özgürce yapılabilmesidir.

Bağımsız yargının en büyük güvencesi de savunmanın temsilcisi olan bağımsız avukatlardır.

Savunma hakkı, adil yargılanma hakkının başlangıcı ve temelidir.

Adil Yargılanma hakkı, “Silahların Eşitliği”ni zorunlu kılar. Bu nedenle yargı organı önünde sahip oldukları hak ve yükümlülükler açısından iddia ve savunma makamlarını oluşturan taraflar arasında tam bir eşitliğin kurulması ve bu dengenin bütün yargılama aşamalarında sürdürülmesi gerekir.

Savunmanın ,”yargının kurucu unsurlarından” biri olduğu göz ardı edilerek; savunma dışlanarak, yargının yargıç ve savcı birlikteliğine dönüştürülmesi, adil yargılanma hakkını yok eder.

Adalet devletin temeli ise savunma da adaletin temelidir ve bunu sağlayan bağımsız avukatlardır.

Yargı bağımsızlığında yargıç ve savcı gibi sorumluluk ve fonksiyonu olan avukatların, yargılama faaliyeti içindeki yerinin ve öneminin Anayasada “yargı” bölümünde belirtilmemiş olması büyük bir eksiklik, haksızlık ve yanlışlıktır.

Biz avukatların, meslek örgütlerimiz olan barolarımızın kamu kurumu nitelikleri olmakla beraber, Anayasamızın 135’inci maddesinde yer alan diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları gibi görülmesi ve Anayasamızda yürütme erki içinde yer alması yanlıştır.  Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukatlar ve onların hukukun üstünlüğünü savunan ve hukuk devletinin inşasında asli görevi olan örgütlerinin Anayasamızdaki yerinin de “yargı” bölümünde olması gerekir.

Yargının yapılanmasında avukatların ve baroların yer alması zorunluluktur. Başta Adalet Bakanlığı ve Adalet Komisyonları olmak üzere, adalet ve yargı hizmetlerinin yürütülmesinde, yargının idari yapılanması da dahil olmak üzere yüksek mahkemelerde, avukatlar “yargı mensubu” olmalarının sonucu olarak yer alıp temsil edilebilmelidirler.

Savunmayı çökertip yargıyı ayakta tutmak olanaklı değildir. Güçlü yargı ancak güçlü ve bağımsız savunmayla sağlanır. Savunmayı göz ardı edenler mutlaka bir gün savunmaya ve avukata gereksinim duyacaklardır. Unutmayalım ki avukatların asli görevi hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmaktır. Bizi biz yapan bu görevimizdir. Biz avukatlar bu görevimiz yaparken kimseden emir ve talimat almadığımız gibi savunduğumuz kişinin fikir, düşünce, milliyet, ırk, din ve mezhep ayrımı yapmadan insan olarak görür ve haklarını öyle savunuruz.  

Savunma çökerse yargı da çöker ve herkes altında kalır.

Hak arama özgürlüğünü yaşama geçiren, adil yargılanma sağlanmasında çok önemli rolleri bulunan yargının kurucu unsuru, savunmanın temsilcisi avukatların ve avukatlık mesleğinin sorunları gittikçe tırmanış gösteren boyutlara ulaşmaktadır.  Avukatlar görevlerini ifa ederlerken ciddi boyutlarda saldırılara uğramakta, can güvenlikleri sağlanamamakta ve çoğu zaman özgürce savunma yapılamamaktadır. Meslektaşlarımız,  mali – ekonomik- sosyal güvenlik - gelecek kaygısı gibi çok ağır sorunlar altında mücadele etmekte, çarpık hukuk anlayışının bir sonucu olarak günlük mesleki faaliyetleri sırasında da sayısız engellerle karşılaşmakta, canından bezdirilmektedir.  

Tüm bu olumsuzluklara karşın, ülkemizde hukukun üstünlüğü ilkesine olan sarsılmaz inancıyla hak ve adaletin gerçekleşmesine, savunmanın özgür temsilcisi olma bilinciyle yaklaşan, saygın, cesur ve onurlu meslektaşlarımızın varlığı, ülkemizin ve mesleğimizin geleceği için en büyük güvencedir.

“Demokrasiye, laik cumhuriyete, bağımsız savunmaya, bağımsız yargıya ve hukuk devletine” inanan avukatlar ve avukatların örgütleri olan barolar olarak, “Hukuk devleti, bağımsız yargı ve bağımsız savunma hedefine” yönelik eylem ve söylemlerimizi hep birlikte duraksamadan inançla sürdüreceğiz.

Avukatlık mesleğinin toplumda gerekli saygınlığa erişmesi ve bu bilincin tüm topluma ve devletimizin kurumsal felsefesine yerleşmesi dileği ile yargının temel unsuru olan ve demokratik hukuk sistemimizin ayrılmaz öğesi olan tüm Avukat meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyor, saygılar sunuyoruz. 05/04/2016

 

                                                        Adıyaman Barosu Yönetim Kurulu Adına

                                                                           Av.Hasan DEMİR